Sivasspor, Kasımpaşa deplasmanına gelirken bu maça yüklenen anlam ve sezon adına bu maçın konumu çok mühimdi. Rıza Çalımbay dönemini kümede kalmaya yönelik bir son operasyon olarak değerlendirirsek, Göztepe maçıyla başlayan süreçte Hatayspor ve Rizespor maçlarından istenilen alınamamış, Fenerbahçe maçında da istenilen sürprizin yapılamadığı gibi, bir de Sivasspor’da yeri doldurulamaz halen gelen iki oyuncu Charisis ve Murat Paluli de sarı kart cezalısı konumuna düşmüştü. Dolayısıyla bu iki ismin yanısıra, kırmızı kart gören Radakovic’le beraber üç eksikle geliniyor olsa bile, son 5 maçlık takvimin Galatasaray ve Samsunspor gibi kritik olmasının yanında, zor iki deplasmanı ve Bodrum FK ile Alanyaspor gibi iki direkt rakibini de kapsıyor olmasının verdiği stresle, puan alabilmek adına hedef statüsüne koyulabilecek maçların başında geliyordu. Öte yandan Kasımpaşa’nın kümede kalma yarışıyla bağlantısının kesilmesi ve Avrupa’ya gitmek gibi baskın bir hedefi olmamasının verdiği rahat konumun, Sivasspor’un hayati konumuyla birleştiğinde Sivasspor’a işi ciddiye aldığı takdirde galibiyet alabilmeye dönük bir alan yaratacağı düşüncesi hakimdi. Tüm bunlar birleştiğinde Sivasspor’un sahaya çıkaracağı planın ve oyuncu grubunun mentalitesinin daha agresif, ayakları yere daha sağlam basan bir konumda olması beklenirdi. Ancak kadro tercihleriyle başlayarak Rıza hocanın yaptığı bazı tercih hatalarını ifade etmek istiyorum. Bunlardan ilki arka dörtlü… Rıza Çalımbay’ın Hatayspor, Adana Demirspor ve Rizespor maçlarını kapsayan üç maçlık periyotta doğru yaptığını düşündüğüm işlerden biri, Tolga Ciğerci’yi stoperde değerlendirerek, yanına yerleştirdiği ikinci bir denge stoperiyle birlikte defansif yerleşime ve oyun sıkıştığında geriden oyun kurulumuna pozitif etki eden bir yapı kurabilmesi olmuştu. Ancak geçtiğimiz hafta Fenerbahçe maçında da sahada gördüğümüz Samba Camara bu hafta yine rol almıştı. Üstelik, yanında bu kez daha genişlik kazanan bir profil olan Sonko-Sundberg de vardı. Samba Camara ile Uğur Çiftçi’yi birleştiren sol tarafla, Sonko’yla, sonuncusu 5 Ekim 2024’te olmak üzere kariyerinde üçüncü kez bu mevkide oynama deneyimi yaşayan Azizbek’i birleştiren sağ tarafın birbiriyle uyumsuzluğu, savunma çizgisindeki düzensizlik ve bu kenarların her iki tarafına da yerleştirilen merkez karakterli kenar oyuncularının da oluşturduğu boşlukla birlikte Kasımpaşa’nın uzun top stratejisine alan tanıyan bir defansif plan… Elbette Rıza hocayı eleştirirken eldeki kadro rotasyonundan çıkabilecek malzemeyi de göz önünde bulundurmak gerekiyor ama ligin ilk yarısında sahada kaldığında sol kenarı iyi işleyebilen, koridor yaratabilen, hamlelerinde gecikmeyen ve iyi iş çıkaran Emirhan Başyiğit bile Samba Camara’dan iyi bir tercih olabilirdi. İkinci olarak Simic, Bekir ve Manaj’ı kapsayan hücum üçlüsünün S.O.S verdiği noktada Koita hamlesi için 73’ü beklemesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Koita her iki kenarın dışında, hücumun en ucunda da tercih edilebiliyor olması açısından, Opoku-Yasin Özcan ikilisinin önünde ezilen Manaj’ın yerine oyuna dahil edilerek Sivasspor’un daha rahat alan bulmasına imkan tanıyabilirdi. Merkezde Efkan üzerinden yapamadığı alan kat etme planını Moutoussamy üzerinden yapabilmek adına Tolga’nın yanına ikinci pivot Poungouras’ı işaret etmek veya Garry Rodrigues hamlesini maçın başında ana planda görmek de belki birer fikirdir ama bunları hayati değişiklikler olarak görmediğim için Rıza Çalımbay’ı bunun üzerinden eleştirmek mantıksız olur. Hocanın tercihlerinde gördüğüm yanlışlıkların ardından bir diğer önemli nokta, Kasımpaşa’nın maçın geneline yaydığı ve özellikle üç golü de bulduğu dakikaların etrafında şekillenen tempoyu kontrol etme biçimine alan tanıyan, Kasımpaşa’nın bu kadar rahat skor bulmasını sağlayan eksikliklerden bir diğeri Sivasspor’un oyuncu grubunun oyuna ağırlığını koyamamasıydı. Sivasspor’un 2-0’dan sonra penaltı bulmak gibi bir şansı oldu ve 2-1’le devreye girmek, ikinci yarıda önünü görebilme adına bambaşka bir kapı açabilirdi. Ancak Manaj, kendisinden beklenenin aksine bunu değerlendiremedi. Maçın genelinde de Kasımpaşa savunması karşısında ezildi, kazandığı anlarda da topu kullanmayı ve diğer hücum elemanlarına alan açmayı başaramadı. Bekir Turaç aksiyonun içine giremedi ve Kevin Rodrigues’le olan eşleşmesinde bariz kaybeden taraf oldu. Oyuncuları ve bireysel performansları gözlemlediğimizde Kasımpaşa’ya karşı itiraz etmeyen bir görüntü karşımıza çıkıyor. Bunun kümede kalma mücadelesi veren bir takımın görüntüsüyle bağdaşmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Tolga’yı, Ali Şaşal’ı ve Fode Koita’yı yine bundan ayırabiliriz ama özellikle Manaj, Bekir Turaç, Simic, Azizbek, Uğur Çiftçi gibi oyuncular – ki bu oyuncuların bazıları bu fitili ateşlemesi gereken futbolcular – istenileni çıkaramadılar. İşin Kasımpaşa yönünde belki 6, 7. sıralar gibi bir etiketle bitirebilme olanağı olması adına bir kazanım oldu ancak Sivasspor adına işlerin iyi olmadığını kabul etmek ve görmek gerekiyor. Zaten görülemeyen, bugüne taşınan sorunlar, planlanmayanlar, gözardı edilenler işi buraya getirdi ve bugünün de yönetilemiyor olması acı bir görüntü… Çünkü bugün Sivasspor adına yanlış plan yapmak için yanlış bir zaman… Belki son 5 maçtan bir şeyleri çıkarmak mümkün olabilir ama bu olsa bile oluşan koşullarla, felaketi öteye taşımaktan başka bir şeye yaramaz tüm bunlar… Kötü günün planını yapmak zaten elzem, önemli olan bunları Sivasspor ligi iyi sıralarda bitirip transfer dönemine daha iyi işler yapmak adına girdiğinde planlayabilmek. Bütçeyi kurabilmek… Kalite için harcayabilmek… Eğer Sivasspor’un ligde kalma olanağı sorulursa da, bunun ne kadar gerçekçi olduğuyla ilgili şüpheliyim. Başarılar diliyorum.
Haberi Yorumla