“Rizespor rahatladı…”

Çaykur Rizespor’u son 5 haftaya girerken, kümede kalma yarışında başarılı olmak adına kurtaracak şeyin 5 ya da 7 puan almak olduğunu düşünüyordum ve Gaziantep FK maçıyla birlikte ihtiyaç duyulan puanın üçünü almış oldu. Ev sahibi ekip, 27. ile 31. haftaları kapsayan periyotta, ligin genelinde aslında bulunmadığı şekilde tehlikeli bölgenin içerisine girmiş, akabinde Eyüpspor’a ve Kayserispor’a karşı oynadığı iki maçtan 3 puanla çıkarak ligde hem tehlikeli bölgenin içinde kalmış hem de diğer rakiplerine kıyasla daha rahat bir fikstüre sahip olması nedeniyle, Sivasspor veya Bodrum FK kadar ciddi bir endişenin hakim olmadığı bir konumdaydı. Öte yandan konuk ekipte, Selçuk İnan yönetiminde bu sezon kapasitesinin üstünde iyi maçlar çıkaran Gaziantep FK, Eyüpspor, Beşiktaş, Kayserispor ve Hatayspor’a karşı aldığı galibiyetlerle 13 puanla çıktığı 6 haftanın ardından, Başakşehir ve Fenerbahçe’ye karşı aldığı üst üste 2 mağlubiyetle Rizespor deplasmanına geliyordu. 42 puanla ligin nispeten rahat bölgesine yerleşen Gaziantep FK’nın Rizespor maçından alacağı galibiyet 7. ve 12. sıralar arasında daralan puan makasının verdiği tabloyla, belki ilk 10 sıraya yerleşmek ve son haftalara girilirken hedefleri olan teknik adamıyla ligi iyi bir sırada tamamlamak hedefini barındırıyordu. Dolayısıyla kağıt üstünde ilk yarıda topa sahip olmayı plan haline getiren bir Rizespor bekleyeceğimizi düşünüyordum. Gaziantep FK’nın planının da, merkezde ligin en çok top kazanabilen orta saha kurgularından birine sahip olması dolayısıyla bir reaksiyon oyunu olacağını tahmin etmek bu bakımdan zor değildi. Arda Kızıldağ ve Badou Ndiaye’den yoksun biçimde Rize’ye gelen Gaziantep FK’nın sahaya çıkan planı geçtiğimiz haftadan farklı olarak dörtlü savunma olurken, Okereke ve Kozlowski’nin dönüşüyle birlikte hızlı hücum yapabilme anlamında Selçuk İnan’ın elinin de güçlendiği bir senaryoydu. Beni şaşırtan iki tercih; geçtiğimiz hafta Fenerbahçe karşısında özellikle ikinci yarıda kötü bir performans gösteren Bruno Viana’nın bu hafta da ilk 11’de tercih edilmesi ve geçtiğimiz hafta Fred ve İsmail Yüksek ikilisi sindiren merkez ikilisinden Ogün Özçiçek’in tercih edilmemesi olmuştu. Rizespor’da da İlhan Palut son haftalarda yaptığı çeşitli farklı planlardan bir tanesi sahadaydı. Bir süredir Jurecka’yı kenarlarda kullanan İlhan Palut, geçtiğimiz haftadan farklı olarak Çek oyuncuyu bu kez sağ kanatta tercih etti. Geçtiğimiz hafta ilk 11’de tercih ettiği Mithat Pala’yı kulübeye atarken, merkezde Varesanovic’i sekiz numara profilinde kullandı. Savunma dörtlüsü yine Rizespor’un ikinci yarıda idealize ettiği savunma planı olurken, Akintola’nın yerine Zeqiri sahadaydı. Maçın ilk 25 dakikalık bölümünde zaman zaman tempo Rizespor lehinde yükselse de, 25’ten sonra Gaziantep FK’nın kontrolü baskındı. Özellikle Kozlowski’ye genişlik kazandırarak oyuncunun bindirme becerisinden faydalanmak isteyen Selçuk İnan, maçın genelinde Kozlowski üzerinden hücum etme planını sık sık denedi. Ancak pozisyon anlamında kısır geçen ilk yarının ardından ikinci yarıda tablo ciddi anlamda değişecekti. İkinci yarıda topun kontrolünü isteyen taraf Gaziantep FK olurken, Rizespor bu sezon sık sık en iyi planı olduğunu ifade ettiğim biçimde reaksiyon göstermeye başladı. Bu planın Rizespor adına en geçerli plan olduğunu düşünmemin nedeni, bu tip bir oyunu oynamaya elverişli top kazanan, hareketlilik gösterebilen dinamik bir oyun yapısına sahip olmasıydı. Bu tezimi arttırarak, Rizespor’un kadro kalitesi göz önüne alındığında bu konuma gelinmesinin, bu oyunun aksine İlhan Palut’un geçiş planlarını ön plana alan bir tercihte bulunmasıyla doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyorum. Maça dönmek gerekirse, özellikle 62’den sonra yapılan Mithat Pala ve Akintola hamleleriyle birlikte sahadaki oyuncu grubu topu kazanıp işleyecek bir görünüm kazandı. Olawoyin’in de son 20 dakikada sorumluluk almasıyla birlikte üçüncü bölgeyi tamamen kazanan Rizespor, Olawoyin ve Ali Sowe’un merkezinde olduğu iki golle skora da gitme fırsatı buldu. Özellikle ikinci golde Olawoyin’in derinden topu hücum taşıyan pası ve merkeze yaptığı koşunun ardından bulduğu golde kendi skorunu kendi hazırladığını söylemek gerekiyor. İki golde de hazırlayıcı pasın Mithat Pala’dan gelmesi de çarpıcı bir detay… Nitekim Rizespor maçı 2-0 kazanarak, puanını 40’a çıkardı. Şu an görüntü itibariyle Rizespor rahatladı. Öte yandan önümüzdeki haftalarda çıkacağı maçlardan puanlar çıkarabildiği takdirde, ilk 10 sıranın bile çok uzak bir hayal olmadığını düşünüyorum. Özellikle ligde rahat konumda olan Konyaspor ve düşmesi kesinleşmiş Hatayspor’a karşı oynanacak maçlardan net galibiyet hedefinin belirlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Ancak realitelerini doğru belirlemek ve bu maçlarda Rizespor’u güvenli bir planla sahaya çıkarmak gerekiyor. Çünkü şu anda Rizespor’un hedefi ligde kalabilmek. Takımı ve hocayı tebrik ediyorum.