Son oynadığı beş maçta sükseli ve iddiasına yakışır skorlarla ayrılan “Yeşil Timsahlar” evinde üç galibiyet bir beraberlik ve bir mağlubiyet alan Isparta 32 Spor ile karşılaştı…
Tribünler alışkın olduğumuz gibi yine kapalı gişe geçtiğimiz hafta alınan biri kupa ve bir diğeri ligdeki peşi sıra galibiyetle adeta oyuncularını bağrına basmak isteyen eşiyle çocuklarıyla dost ve arkadaşıyla tribünlerde yerlerini alan tam anlamıyla tabiri artık su götürmez bir gerçek olan adeta “Yeşil Beyaz” bir izdiham…
Dost ortamımızda maçtan saatler önce bana ne olur bu maç diyen her abi ve kardeşime maçtan önce açıklanan ilk on bir kadromuzu gördükten sonra benim elimde imkan olsa bir puana ben razıyım diyebileceğim bir maç, bence izlediğim ve senelerce oynadığım ter döktüğüm sahalardaki deneyimlerimle bu hafta evinde neredeyse yaklaşık iki sene olacak evindeki yenilmezlik serisi üzerine denenmeye çalışılan taktiksel futbol anlayış…
Her rakibe göre oyun anlayışımızı ve taktik disiplinimizi değiştirmemiz hep yeniyi istememiz çok olumlu lakin evinde her maçın mutlak favorisi çıktığın bir ortamda seçimlerin hatalı olması…
Tabii ki oyuncularımızla gecesini gündüzünü geçiren onların her halini ve performansını takip eden teknik ekibimizden daha iyi bilecek halimiz yok ama bence benim futbol anlayışıma göre şunu net şekilde ifade etmeliyim yanlış “İlk 11”. Anlamadığım ve halâ idrak edemediğim konu hafta arası çeşitli sebeplerden kadroda olmayacağı yedek kulübesinde bekleyeceği açıklanan oyuncularımız kendileri inisiyatif alıp oyuna sonradan girmeleri ve çıkanlardan daha fazla maçı istemeleri gayret göstermeleri… Keşke o zaman ilk yarıda sahada görev verseydik skora ulaştıktan sonra ikinci yarıda dinlendirseydik eminim sahadan puanlarla ayrılabilirdik…
Oyuncularımıza teknik ekibimize ve antrenörümüze olan güvenimden zerre kuşkum olmadan sahip olduğumuz kadronun yeterli bu liginde üzerinde olduğunun altını çizmeliyim… Kötü ve bir çok olumsuzluğun üst üste yaşandığı bir maç sonunda buradan yok bu maç ona yazar buna yazar gibi ütopik hatta had bilmezlik seviyesinde yazmamı bekleyen renktaşlarımız hayal kırıklığına uğrayacaklar ama maçın tekrarını sakin ve tarafsız bir gözle izledikten sonra önlem alma noktasında da skora gitme anlamında da teknik ekibimiz tarafından yapılan müdahaleleri gözlemleyip sonra da sonuca ulaşamadığımızı gördükten sonra üzüntümün bir kat daha arttığını belirtmeliyim… Elbette ki uzun lig maratonunda yol kazaları olacaktır… Futbolun doğasında bu var enseyi karartmadan yola devam etmeyi bilmeliyiz…
Hakem üzerinden bahane arıyor diyenleriniz illaki olacak ama her hafta yetersiz hakem triolarının şehrimizde görev almalarını ben içime sindiremiyorum… Yediğimiz gol açık ofsayt hakem kararlarındaki tutarsızlıklar bunlara ek olarak ilk yarıda rakipte atılması gereken atmış bir numaralı oyuncu olması resmen yine bu haftada ince ince doğrandık ve bu kez sonuca da tesir etti…
Son olarak kendi şehrimizin takımda bizi iki sene üst üste düşüren kadroda yerini alan rakip takım defans oyuncusunun profesyonellik adı altında futbolcularımıza sergilediği tutumu ve süre geçirmek için sahadaki çırpınışlarını gördükten sonra neden bu şehirde ve kutsal armamızda görev yapamadığını hep birlikte gördük…
Futbol hatalar üzerine kurulu bir oyun olabilir ama oyuncularımıza saygısızlık kabul edilemez isimi oynadığı kulüp neresi olursa olsun bu ince çizgi asla ve asla aşılmamalı…
Son Sözü Yok Ki Bu Aşkın Bize…

Haberi Yorumla