Serdar Göçerler dönemi sonrası göreve gelen Hakan Şapcı, görevinde çıktığı ilk 3 maçta 2 galibiyet ve 1 beraberlikle sahadan ayrıldı. Skorların rakiplere endeksli olarak ekseriyeti bir teknik adam başarısı olarak nitelemek adına yeterli olmayabilir ki, kendisiyle ilgili önümüzdeki sürecin “teknik adam başarısı” olarak nitelenip nitelenemeyeceğini göreceğimizi düşündüğümü sık sık belirtiyorum. Ancak eksikleriyle de beraber en azından sonuca gidebilen emareler gördüğümüzü ifade edebilirim. Afyonspor maçında iyi bir oyun akışkanlığı elde eden Eskişehirspor, Bornova 1877 maçından kesin olarak galibiyetle ayrılmak zorundaydı. Zira Söke ve Tire maçlarıyla birlikte, o maçları takip eden süreçteki Karşıyaka ve Kütahyaspor maçları Eskişehirspor’un şampiyonluk yarışında bir aktör olarak yer alıp almayacağını belirleyecekti.
Nitekim Eskişehirspor, Bornova 1877 maçından galibiyetle ayrılmayı başardı. 1-0’lık sonuç, Bornova 1877 gibi alan daraltmayı tercih eden, blok savunması planıyla sahaya çıkan bir rakip karşısında reel bir sonuç olarak nitelenebilir. Tayfun Tatlı’nın 24. dakikada attığı golde arka alana yaptığı koşu, geçtiğimiz sezon Beşiktaş’ın skor alanını genişleten Gedson Fernandes’in arka alan koşuları formatına benzer tipte bir oyun içi faaliyetti. Bir de şu anlaşılıyor ki, Tayfun Tatlı Eskişehirspor’un skora en yakın ayağı. Oyuncunun hücum aksiyonunu artırmak adına merkez direncini yükseltecek isimlerle merkezde dinamik bir anlayış edinilirse, Eskişehirspor’un hücumdaki aksiyonu daha belirginleşebilir. Öte yandan Hakan Şapcı’nın Afyonspor maçında sahaya attığı Egemen ve Hasan, bu maçta da sahadaydı. Onlar da yavaş yavaş Eskişehirspor’un ana rotasyonunun parçaları olma yolunda ilerliyorlar. Eldeki genç oyuncu hacmini bu yönde işler hale getirmek gerektiği aşikâr. Bu seviyede bir genç oyuncudan elde edilebilecek bonservisler, takımlara can suyu olabiliyor. Bu havuza Eren Altıntaş, Berk Zerenman, Bedran Ekin ve Arda Baran gibi isimleri de dâhil ederek rotasyonu güçlendirmek gerekiyor. Umarım Şapcı dönemi bu dönüşüm için daha elverişli olur. Bir diğer önemli husus, zannımca Eskişehirspor’un santrforlarından aldığı verim noktası. Gelişim bir günde olmaz, hocayı bu konuda sorumlu tutamayız. Planlamayı Mehmet Fuat Gölbaşı başta olmak üzere, Batuhan Doğrukıran’ın da santrfor kimliğinin oturması üzerine kurarak Eskişehirspor’un skor verimini de artırmak gerektiğini düşünüyorum.
Önümüzdeki süreç Eskişehirspor için belirleyici noktada. Şu anda ana plan, Söke ve Tire maçlarından 6 puanı toplamak olmalı. Sonrasında Eskişehir şehrinin hazır kıta Karşıyaka maçını bekleyeceğinden hiç şüphem yok. Oradaki sonucu belirleyici hale getirmek için de bahsettiğim hattı sorunsuz geçmek gerekiyor. Bunu bir “vize” süreci olarak niteleyebiliriz. İlk sıraların aktörlerinin de birbirleriyle oynadığı maçlarla birlikte, Eskişehirspor’un kendini hiç değilse play-off hattına net ve tartışmasız biçimde atması gerekiyor.

Haberi Yorumla