Fenerbahçe Avrupa futbolunda son 1 yılda ön plana çıkan, jenerasyonunun en önemli oyuncularından birisi olan gösterilen Jhon Duran’ı kiraladı. Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi’nde ve Premier Lig’de yaptığı skor katkısı, oyuna sonradan girdiği maçlarda tabelayı değiştirme etkisiyle ve gösterişli golleriyle dikkat çeken Jhon Duran, 2025’in Ocak ayında 77 milyon € gibi bir bedelle Suudi Arabistan’ın Al-Nassr takımına transfer olmuştu. Bu transfer, 2024-25 sezonunun yaz ve kış transfer dönemlerinin en pahalı transferi olurken, oyuncu 21 yaşında Kolombiya futbol tarihinin de en pahalı transferine imza atan oyuncu olmayı başarıyordu. Ondan önceki rekor 75 milyon € ile James Rodriguez’e aitti. Ancak 21 yaşındaki oyuncuya yapılan bu yatırım oyuncunun tüm potansiyeline ve Suudi Pro Lig’le AFC Şampiyonlar Ligi’nde ürettiği 12 gole rağmen 2025-26 sezonu için oyuncuyla devam edilemeyecek ve 2025-26 sezonu için oyuncu Fenerbahçe’ye gelecekti.Oraya geleceğiz.
Öncelikle Jhon Duran’ın kariyerinin başına dönelim. Futbola Kolombiya’nın Envigado takımında başlayan Jhon Duran, kariyerindeki ilk maça da Şubat 2019’da henüz 15 yaşındayken çıktı. O sezon 10 maça çıkan Duran, Kolombiya’nın en üst seviyesi A Ligi’nde ilk 11’de çıktığı ilk maç olan Aguilas maçında da kariyerindeki ilk golü henüz 15 yaşında attı. Onu takip eden 2019, 2020 ve 2021 sezonlarında 31’i ilk 11, 49 maça çıkan Duran, 10 gol 3 asistlik katkı verdi. Geçen 3 yılın ardından 18 yaşına basan Jhon Duran, henüz 18 yaşında ilk kez ülkesinden ayrılma deneyimi yaşayacaktı. MLS ekiplerinden Chicago Fire, Ocak 2022’de 1 milyon 700 bin €’luk bedelle oyuncuyu Amerika’ya getirmişti. İlk etapta sonradan oyuna girdiği maçlarda istenen etkiyi gösterememesinden ve mağlup olunan New York Red Bulls maçında kırmızı kart görmesinden olacak ki, Chicago Fire’ın, MLS Next Pro liginde mücadele eden 2. takımında 2 maça çıktı. O iki maçın ardından çıktığı ilk maçta, sonradan oyuna girip skor katkısı veren Jhon Duran, sıradaki maç New York Red Bulls maçında, bu kez bir de asist üretince artık formayı kapmıştı. Zaman zaman sonradan oyuna girdiği, zaman zaman ilk 11’de yer aldığı 2022 yılında, ilk kez Kolombiya Milli Takımı’nın formasını da giyen Duran’ın kariyeri, 2023’ün Ocak ayında İngiltere’den gelen teklifle değişecekti.
Aston Villa, 19 yaşındaki Jhon Duran’a 30 milyon €’luk yatırım yaparak Premier Lig’e getirmişti. Hareketliliği, üçüncü bölgenin her noktasından skor üretebilme becerisi, özellikle ceza sahasında her iki ayağını kullanabilme becerisi, fiziği gibi özellikleri bakımından komple bir hücumcu profili olan Jhon Duran, tüm bunlara rağmen ilk sezonda bu yatırım için erken olup olmadığı sorgulanan bir isim olmuştu. 2022/23 sezonunun ikinci yarısında formaya ulaşamayan Duran, yalnızca 8 maçta sonradan oyuna girmişti. O dönemde Kolombiya Milli Takımı formasıyla da kısa süreler alan Jhon Duran’ın yükselişi 2023/24 sezonunun sonuna denk gelecekti. Sezon başında Aston Villa’nın Konferans Ligi elemelerinde gol katkıları veren Jhon Duran, o dönemi takip eden süreçte genelde sonradan oyuna sürülüyordu. Ligin ilk haftasındaki Everton maçında ve 4. haftada oynanan Crystal Palace maçlarında sonradan oyuna girip skor da üreten Duran, Konferans Ligi gruplarında bulduğu şansı, sonraki turlarda genelde yine oyunun ilerleyen dakikalarında dahil olarak buldu. Oyuncu için en önemli kırılma noktası, ligdeki son düzlükte oynanan Liverpool maçı oldu. O dönem Tottenham ile girdiği yarışta bir neticeye vararak Şampiyonlar Ligi biletini kesinleştirmek isteyen Aston Villa, evinde ağırladığı Liverpool karşısında ikinci yarının başında 3-1 geriye düşmüştü. 79. dakikada sakatlanan Nicolo Zaniolo’nun yerine oyuna giren Jhon Duran, biri ceza sahası dışından köşeye, biri de diziyle olmak üzere iki gol atarak, uzatmalar dahil oyunda kaldığı 20 dakikalık sürede attığı 2 golle puanı kurtarıyor ve Aston Villa bu maçla birlikte Şampiyonlar Ligi biletini kesinleştiriyordu.Yükselişini başlatan bu performans, Duran’ın sonradan girip kurtardığı tek maç olmayacaktı. Ertesi sezon da alternatif bir santrafor profili olarak başladığı Aston Villa’da, mesaiye 62. dakikada oyuna girdiği West Ham maçında 79. dakikada skoru 2-1’e getiren golü atıp 3 puanı takımına kazandırarak başladı. Bunu 61’de girip 63’te attığı Leicester, 69’da girdiğinde 2-2 giden maçı 76’da 3-2 yaptığı Everton, ve yine sonradan oyuna girip skor ürettiği Wolverhampton maçları takip etti. Jhon Duran, sonradan oyuna girip işleri değiştirme konusunda ön plana çıkmıştı. Ancak bu anlamda ikinci kritik eşiği Şampiyonlar Ligi’nde yaşadı. 0-0 devam eden Bayern Münih maçında 70. dakikada oyuna giren Jhon Duran, 79’da Bayern Münih’e karşı skoru 1-0’a getiren golü atarak takımına Bayern Münih gibi önemli bir rakip karşısında sezonun 2. Şampiyonlar Ligi galibiyetini getirdi. Duran artık ismi Avrupa çapında bilinen bir yıldız adayıydı. 2024/25 sezonunun ilk yarısında ilk 11 başladığı 7 maçın 6’sında skor katkısı veren, üstüne sonradan oyuna girdiği pek çok maçta da skoru değiştiren Jhon Duran için 2025’in Ocak ayı, hayatını ve kariyerini değiştiren 3. Ocak ayı olacaktı.
Al-Nassr, 21 yaşındaki bu genç oyuncuya 77 milyon €’luk yatırım yapmıştı. Öncelikle şunu kabul ederek başlamak gerekir ki, bu fiyat oyuncunun değerlendirmesiyle ilgili objektif bir fiyatlandırmadan ziyade, ön plana çıkmış, genç bir oyuncuya Arap coğrafyasından yapılan bir maddi yatırımın yansımasıydı. Dolayısıyla Jhon Duran’ı 77 milyon €’luk oyuncu olarak ortaya koymak çok gerçekçi olmayabilir. Ama en nihayetinde oyuncu kendi sezonunda sarfedilen en ciddi yatırımla Al-Nassr’daydı. Burada çıktığı ilk 2 maçta Al-Fayha ve 3. sıra için karşılıklı mücadele verdikleri Al-Ahli karşısında ikişer gol atmıştı. Al-Ahli’nin o maçı kazanmış olsaydı, Al-Nassr ile puanını eşitleyeceğini ve bu maçın AFC Şampiyonlar Ligi 2 mücadelesinde önemli yeri olduğunu da atlamamak gerekiyor. Ancak bu iki maçta da, takip eden süreçte de Jhon Duran’ın oynadığı maçların bir ortak yönü vardı. Jhon Duran’la çift santraforda beraber oynayan Cristiano Ronaldo, bu ortaklıktan olumsuz etkileniyordu. Al-Ettifaq maçında Jhon Duran’ın kırmızı kart görmesiyle de birlikte, bu planın işlerliği sorgulanır hale gelmeye başladı. Sezonun kalanını da 8’i Suudi Pro Lig, 4’ü AFC Şampiyonlar Ligi’nde olmak üzere 12 golle tamamlayan Duran, buna rağmen burada yaşadığı mental problemler, oyuna uyumsuzluğu ve Al-Nassr’ın ana skor planının Ronaldo üzerine kurulmuş olması nedeniyle ayrılması gerekti. Avrupa kulüplerinin de radarındayken, oyuncu nitekim Türkiye Süper Ligi’ne, Fenerbahçe’ye gelmeye karar verdi.
Bu transferin Fenerbahçe adına bir öncelik olmadığını, ancak genel hatlarıyla da kadroya yapılan bir takviye kapsamında değerlendirildiğinde, böyle bir oyuncuyu 21 yaşında Türkiye’ye getirmenin başarılı bir iş olduğunu söylemek lazım. Öncelik olmadığı söylemini açmak gerekirse, Ronaldo’yla yaşadığı uyumsuzluk da düşünüldüğünde Jhon Duran, En-Nesyri gibi geçtiğimiz sezon verdiği skor katkısı yüksek santrafora sahip bir takım için gidilmesi gereken birinci proje değildi. En-Nesyri yanında bir bağlantı oyuncusuna, Dzeko gibi, Jhon Duran ise ana hücum planı olmaya ihtiyaç duyan bir oyuncu. Buradaki uyumsuzluk Jhon Duran’la ilgili değil, doğru bir planda bir çift santrafor formülü de çıkar ama aynı anda ikinci oyuncudan verim almak çok olası gelmiyor. Öte yandan arkalarında bir diğer hücum yönlü ofansif orta saha ve takımın o mevki için birinci alternatifi Talisca’nın olması da bu planı daha da uyumsuz hale getiriyor. Jhon Duran’ın olduğu yapının, Osimhen’le geçtiğimiz sezon Galatasaray’da gördüğümüz, topun Osimhen üzerinden işlediği bir plan olabilir. Bu da Talisca’nın ve En-Nesyri’nin ikisinin de devre dışı kalmasına sebebiyet veriyor. Kiralık formülüyle gelen bir oyuncu için çok fazla oyuncunun fedasına işaret eden bir hamle olduğunu söylemek mümkün. Öte yandan, oyuncu her ne kadar bir oyun olgunluğu oluşturmuş olsa da, 12’si Arap Ligi’nde olmak üzere, 20 golün üzerine çıktığı ilk sezonu 2024/25 sezonu oldu. Dolayısıyla Fenerbahçe’de “bu oyuncu x gol barajını aşar” yorumuna da müsait bir isim değil. Bonservisli formülüyle çok büyük bir yatırım olabilirdi ve üstüne koyarak Fenerbahçe’de harcanan parayı çıkarıp, üzerine kasaya bir gelir de koyabilirdi ancak mevcut tabloda böyle bir şey söz konusu değil. Yoksa, oyuncunun Fenerbahçe taraftarını hareketlendiren, skoru her yerden görebilen, maçın çehresini değiştirebilen bir isim olduğu kesin. Farazi bir söylem olarak, bu sezon 70. dakikada girdiği bir maçta, maçın çehresini 180 derece değiştirebileceğini şu andan bile görebiliyorum. Ama doğru planda, baş aktörün kendisi olduğu bir ortamda… Fenerbahçe bunu sağlarsa, Dünya futboluna yıldız-yıldız adayı kavramları arasında sıkışmış bir oyuncuyu tartışmasız bir yıldız olarak kazandıracaktır. Ama Fenerbahçe’nin bu formülde sezonluk performansı dışında ne gibi bir kazanımı olabilir bilmiyorum. Başarılar diliyorum.
Haberi Yorumla