Süper Lig’de geçtiğimiz sezon, ligimizde artan sistem hocalarının takımlara ne denli iyi sonuçlar verdiğini görmemiz adına kıymetli bir sezon oldu. Thomas Reis’la sezona giren Samsunspor Avrupa kapısını aralarken, Stonimir Stoilov’la ikinci sezonunda, Göztepe de ligde iyi performans gösteren, elindeki genç ve dinamik kadrodan verim alan bir görüntü verdi. Yine benzeri şekilde Eyüpspor’da 3. sezonunu tamamlayan Arda Turan da, elindeki kadronun potansiyelinin üzerine çıktı ve futbolculukta da biriktirdiği CV’sini Ukrayna devi Shakhtar Donetsk’e taşıdı. Bu örnekler çoğaltılabilir; Gaziantep FK’yı ligde tutan Selçuk İnan, Çaykur Rizespor’la iki sezondur istikrarlı bir performans gösteren İlhan Palut ve Recep Uçar’la ivmesini arttıran Recep Uçar da bu listeye yazılabilecek isimler… Tüm bu isimler ve takımlar dışında, sezon ortasında yaşadığı teknik adam değişikliğiyle hız kazanan ve ligde kalması zor görünen bir tabloyu dönüştüren bir ekip daha olmuştu. Bu takım Kayserispor’du… Kayserispor lige Burak Yılmaz’la girmesinin ardından, ilk 6 maçında 3 mağlubiyet ve 3 beraberlikle, ligde galibiyetsiz bir konumdaydı. Burak Yılmaz’la yolların ayrılmasının ardından Sinan Kaloğlu’yla yollarını birleştiren Anadolu temsilcisi, Sinan Kaloğlu’nun görevde olduğu Ekim-Ocak arası dönemde ligde 3 galibiyet, 3 beraberlik ve 6 mağlubiyet alırken, Ziraat Türkiye Kupası’nda da Silivrispor’a sürpriz bir biçimde elenerek, henüz 3. Tur’da kupaya da veda etmişti. Nitekim Sivasspor’a deplasmanda 5-2 mağlup olunan maçın ardından Sinan Kaloğlu’yla da yollar ayrılmıştı. Bu olurken, ligde 21. haftaydı ve ligin bitimine kadar Kayserispor’un önünde 17 maçlık bir periyot vardı. Bu periyoda 16 puanla 17. sırada, düşme potasının içinde giren Kayserispor’un talihini değiştirecek olan iki isim, 2 gün arayla Kayserispor’da yönetimi devralacaktı.
Bu isimlerden ilki Sergej Jakirovic’ti. Jakirovic, kariyerinde Hırvatistan, Slovenya ve Bosna Hersek gibi liglerde çalışmış, en son deneyiminde de Dinamo Zagreb’le Hırvatistan Ligi şampiyonluğu yaşamış bir isimdi. Ayrıca Zrinjski Mostar’la 2022 yılında Bosna Hersek Ligi şampiyonluğu da yaşamıştı. Jakirovic, Kayserispor’un 2021 yılından beri tercih ettiği ilk yabancı teknik adamdı. Kayserispor’un tarihinde de Prosinecki’nin iki dönemi dahil olmak üzere, 6. yabancı teknik direktör tercihiydi. Zaten Prosinecki ve Shota Arveladze dışında, Kayserispor’un yabancı teknik adam tercihleri genellikle kısa süreli tercihler olmuş, Petrescu’nun 1,5 aylık kısa döneminin ardından 4 senelik periyotta gelen 7 teknik adamdan da yalnızca Çağdaş Atan Kayserispor’da 1 seneden uzun süre görevinde kalabilmişti. Anlaşıldığı üzere, Kayserispor’da bir istikrar ve intizam sorunu söz konusuydu. Bunun dışında uzun süren transfer yasakları, eldeki oyuncu grubundan bir şeyler çıkartmak konusundaki zorunluluk da Kayserispor’un bir gelişim planı kurması noktasında engel teşkil etmişti. Jakirovic, bulunduğu lig kademeleri nezdinde kariyerli sayılabilecek, bir oyun aklı olan, pragmatik ve çözümcü bir teknik adamdı. Ancak bu iyi niyetli çalışmayı yürütecek bir futbol aklına da ihtiyaç vardı.
Bu noktada Kayserispor’da göreve gelen kişi, mevzubahis iki kişiden ikincisi, Muhammed Türkmen’di. Kayserispor, Süleyman Hurma döneminden beri sportif direktörlük, menajerlik gibi görevlere ve kavramlara aşina bir takımdı. Süleyman Hurma dışında, son süreçte bu ve benzeri görevlerle Kayserispor’da yer almış Ali Naibi, Berkay Türkmen, Cihan Şahin, Bülent Bölükbaşı ve Murat Duman gibi isimler de olmuştu. Ancak şu anda Iğdır FK’da CEO olarak görev yapan Murat Duman’ın Kayserispor Sportif Direktörlüğünden ayrılmasının ardından bu koltukla bir boşluk olmuştu. Muhammed Türkmen, Fenerbahçe altyapısından yetişmesinin ardından Kocaelispor, İstanbulspor, Kartalspor, Ankaragücü ve Sarıyer gibi takımlarda forma giymesine rağmen, futbolculuk anlamında gözle görünür, çarpıcı bir kariyer yapamamış bir futbolcuydu. 2017 yılında futbol kariyerine son vermesinin ardından Yılmaz Vural’ın teknik ekiplerinde yer alan Muhammed Türkmen, 2022 yılında Makedonya ekibi Vardar’ın profesyonel yöneticisi oldu. Başkan sıfatıyla kulübün başında olmasına rağmen, Vardar’ın sahiplikle yönetilen bir takım olması nedeniyle, aslında profesyonel bir görevle takımın başındaydı. Orada bir sene geçirmesinin ardından, Adana Demirspor’da da yöneticilik yapan Muhammed Türkmen, Avrupa futbolunun gelişimini takip eden bir profesyoneldi. Ve Ocak ayında Adana Demirspor sportif direktörlüğünden ayrılmasının ardından, Kayserispor’un sportif direktörlüğü görevine geldi. Diğer bir deyişle, Kayserispor’da 30 Ocak 2025’ten itibaren, bir Jakirovic-Muhammed Türkmen ortaklığı başlamış oldu.
Jakirovic’in göreve gelmesiyle birlikte, Kayserispor’da hem oyuna, hem sonuçlara yansıyan bariz bir atılım söz konusu oldu. Kayserispor’un elindeki oyuncu grubuna uygun bir reaksiyon oyunu inşa eden Jakirovic, henüz ilk 6 maçında Kayserispor’un o zamana değin aldığı galibiyet sayısını alarak 3 galibiyet 2 beraberlik ve Beşiktaş’a karşı alınan bir mağlubiyetle bu süreci geçiyordu. Ligin geride kalan zaman diliminde evinde mağlup olmayan Kayserispor, 8 iç saha maçından 7 galibiyet 1 beraberlik çıkarmayı başardı. Fenerbahçe’ye karşı deplasmanda 3-3’lük bir beraberlik çıkarmayı başaran Jakirovic’in öğrencileri, Galatasaray, Samsunspor, Beşiktaş ve Gaziantep FK’ya mağlup olarak, 17 maçta 8 galibiyet 5 beraberlik ve 4 mağlubiyetle bu periyottan çıktı. Jakirovic, 17 maçtan 29 puan toplayarak, 16 puanla 17. sırada olan takımı rahat bir pozisyonda, 13. sırada ligde tutmayı başardığı gibi, kendi olduğu süre içerisinde de bu kısıtlı kadrodan büyük bir verim de alıyordu. Öyle ki; Jakirovic’in göreve daha erken geldiği bir denklemde Kayserispor’un belki Avrupa hattına daha yakın bir derece elde edeceğini düşünmek de çok uzak bir ihtimal değildi.
Bu noktada Kayserispor bir tercih başarısı göstermişti. Ancak Türk futbolunda Anadolu takımlarının istikrarsızlığının temel sebebi, bu iyi tercihlerin devamlılığının sağlanamaması olmuştur. Bir yabancı hoca tercih edilirken, “ligin dinamikleri”, “ligi bilmek” gibi ezberlenmiş kalıplara saplanmadan o risk alınmış ve başarılı olunmuştu. Nitekim Jakirovic’in de sözleşmesi sezon sonuna kadardı ve yeni sezon adına bir planlamanın da yapılması gerekiyordu. Akabinde Jakirovic’in ayrılma kararı almasıyla da bu gereklilik bir netlik kazandı. Muhammed Türkmen’in başını çektiği Kayserispor’un yönetim kademesi, bu noktada bahsettiğimiz ezberleri düşünüp başka türlü bir karar almak yerine, attıkları adımı devam ettirmeyi tercih ettiler. Brian Priske ismi üzerinde uzun süre duruldu, ancak Priske eski takımı Sparta Prag’a dönmeyi tercih edecekti. Pepijn Ljinders gibi Klopp’un yıllarca yardımcılığını yapmış bir isim gündeme geldi, ancak o da bir neticeye kavuşmadı. Nitekim son çıkan haberlere göre, Samsunspor’un eski teknik adamı, Alman Markus Gisdol’la anlaşıldı. Markus Gisdol bilindiği üzere, Ralf Rangnick’in yardımcılığını yapmış, Nagelsmann – ki kariyerinin bir bölümünde Markus Gisdol’un yardımcılığını yapmıştı – gibi önemli bir teknik adamın yetiştiği Hoffenheim’da 2. takım ve A takım teknik direktörlüğü yapmış, Hamburg ve Köln’de uzun süreli çalışmış ve Lokomotiv Moskova’yı çalıştırmış bir isim. Samsunspor’un ligin ilk 7 haftasını 1 beraberlik 6 mağlubiyetle, galibiyetsiz geçtiği dönemde göreve gelip, takımı sezon sonunda ligde tutmayı başarmış, Thomas Reis’la zirveye çıkan Samsunspor projesinin bu fiziksel seviyeye ulaşması ve Süper Lig’de 2. sezonunu görmesine öncü olmuş bir teknik adam… Dolayısıyla Gisdol’un Samsunspor’da inşaa ettiği planla, Jakirovic’in Kayserispor’da inşaa ettiği planın benzerliği de düşünüldüğünde, Kayserispor vizyoner hamlelerini sürdürerek, yine doğru bir isme gitmiş gibi görünüyor.
Bu futbol aklı çok kıymetli… Muhammed Türkmen ve Kayserispor başkanı Nurettin Açıkalın bu anlamda bir tebriği hak ediyor. Ligimizde tüm takımların da çehresinin benzer biçimde proje aklına inanması gerektiğini düşünüyorum. Bugünü değil, yarını kurtarmak her futbol takımının birinci önceliği olmalı. Kayserispor’u tebrik ediyor, Gisdol’la çıktıkları yolda başarılar diliyorum.
Haberi Yorumla