Galatasaray ve Trabzonspor’un karşılaştığı maçta sonucu merkezdeki verimliliğin belirleyeceğini, Motto Futbol’un YouTube kanalındaki maç önü programında üstüne basa basa ifade etmiştim. Zira Trabzonspor’un en iyi yaptığı iş merkez aksiyonuydu. Galatasaray’ın oyununu istedikleri yerde tutabilmenin yolu da buradan geçiyordu. Nitekim Trabzonspor, Galatasaray karşısında ne oynayabilirse onu oynadı. Merkezde rakibine direnç gösterdi, oyunu kazanacağı aşikâr olan Galatasaray’a dar alanda kompakt cevaplar verdi.
Maçtan istediğini elde etmeni sağlayan oyun, doğru oyundur. Trabzonspor, iyi yaptığı şeylerin üzerine giderek kendi sınırlarını esnetti; yenemese bile yenilmedi. Fatih Tekke, gemisinin başında işini iyi yapan bir kaptan olarak takımının Galatasaray’ı aynı puan farkıyla takip etmesini sağladı.
Öte yandan Galatasaray’da eksikliklerin gölgesinde yapısal reformlar vardı. Stoperde Lemina-Abdülkerim, önlerinde Torreira-Sara-Yunus bloğu yer aldı. Davinson Sanchez ve Torreira’nın birlikte oynadığı Göztepe senaryosundan farklı olarak, merkezde bu planın daha belirgin defektleri ortaya çıktı. Öncelikle Lemina’nın merkezdeki tutucu rolünün, yanındaki partnerine sağladığı genişleme alanını gözlemleyebildik. Torreira da geçtiğimiz sezon Lemina’nın dâhil olduğu denklemde elde ettiği bu özgürlüğü iyi değerlendirmişti; bu pratik artık onun oyun DNA’sına işlemiş durumda. Ancak Sara’yla aynı uyumu yakalayabildiğini söylemek zor.
Bu katmanı Lemina’nın hücum planında esnemesi üzerinden doğrudan bir eksik olarak niteleyemesek de, on numarada Yunus’un kazandırdığı dinamizmin bir yaratıcılıkla birleşmemesi iki katman arasındaki bağlantıyı zayıflattı. Tüm bunlara rağmen Galatasaray, maçın belli bölümlerinde üstünlüğü ele aldı ve pozisyonlara girdi. Özellikle son dakikalarda Icardi’nin oyuna girişiyle hem onun hem Osimhen’in girdiği pozisyonlar vardı. Ancak Onana günündeydi ve bu pozisyonlar oyunun bütününde çoğunluğu oluşturmadı. Dolayısıyla, merkezi kazananın kazanacağı bir maçta, merkezdeki “keçi boğuşması” sonucunda skor 0-0’lık eşitlikle tamamlandı.
Trabzonspor istediğini aldı; Galatasaray da kötü bir sonuç elde etmedi. Kimse üzgün değil, kimsenin de yetersiz olduğu bir nokta yok. Haftalardır yineliyorum: Trabzonspor, Galatasaray’ın kriptoniti olmaya en yakın takımdır. Buradan çıkacak bir Trabzonspor galibiyeti bile beni şaşırtmazdı. Maç adına beklediğim senaryo tümüyle yaşandı. Belki gol yönünden daha efektif iki takım görmeyi umuyordum, ancak Onuachu ve Osimhen bire birde karşılaşamadılar.
Sonuç olarak, Galatasaray hâlâ kayıpsız. Trabzonspor ise Fenerbahçe’nin gerisine düşmüş olsa da, ikinci yarıda evinde hem Galatasaray hem Fenerbahçe’yi ağırlayacak. O maçlar, bordo-mavili ekibin ligdeki yerini tayin edecektir.

Haberi Yorumla