Kayserispor, Markus Gisdol’la yaptığı kötü lig başlangıcının ardından geçtiğimiz yılın Hırvatistan Ligi şampiyonu Radomir Djalovic’le anlaşarak, geçtiğimiz sezon meyvesini veren Balkan teknik adamla anlaşma yolunu tercih etti. Karadağlı teknik adam, Kayserispor tarihinin 5. Balkan, 8. yabancı teknik adamı… 2010 yılında Şota Arveladze’yle başlayan yabancı teknik adam furyasının 8.’si olan Djalovic’in, Kayserispor’un ligde istediği işleri yapabilmesi adına uygun bir profil olduğunu düşünmekle beraber, Kayserispor’daki problemin oyunu inşa edeceği iskelette olduğunu düşünüyorum. Geniş alanda oynayan iki bek oyuncusu, hamle yetersizlikleri olan bir stoper ikilisi, 2. bölgeye indirmek zorunda olduğu pivot profilli santraforu ve bununla birlikte, bu tip bir santrafora uymayacak şekilde yetersiz kanat oyuncusu desteğiyle rakibini genişte karşılayıp, hücumda daralan takım, Samsunspor maçında da gördüğümüz üzere seyrek pozisyon bulabilen, bulduğu pozisyonlarda da düşük isabet becerisi yüzünden sonuca gidemeyen bir takım görüntüsü içerisinde… Djalovic’in bu takımı uygun biçime dönüştürmesi ve Rijeka’yla inşa ettiği geçiş ve hızlı hücuma dayalı oyuna ikna etmesinin kolay olmadığını kabul etmek gerekiyor.
Öte yandan Samsunspor tarafında işlerin iyi gittiğini söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl ilk 9 haftada başladığı puanla başlayamasa da, hem Avrupa’ya endeksli bir rotasyon oluşturma çabası olduğunu, dolayısıyla uyum kriterini oluşturmanın zaman istediğini düşündüğümüzde, Antalyaspor karşısında yaşanan talihsiz mağlubiyet dışarıda bırakıldığında reel sınırların dışında değerlendirebileceğimiz, göze batan bir sonuç olduğunu çok fazla düşünmüyorum. Legia Varşova karşısında bir “Thomas Reis Masterclass’ı” olarak değerlendirebileceğimiz sonucun da cebe atıldığı gerçeğiyle birlikte, Samsunspor bu sezon projesini bir üst aşamaya taşıyabilecek alanı oluşturdu. Kayserispor karşısında ilk yarıda, Djalovic’in doğru analiz ettiği üzere, Ntcham’ın tarafının kitlendiği ve Samsunspor’un efektifliğinin bir ölçekte kısıtlandığını gördük. Ancak böyle bir noktada devreye girip sorumluluğu alan takımın yıldızı Holse, üstünlüğü sağladı. İkinci yarının başı yine Kayserispor’un kontrolü eline almayı denediği dakikalar olsa da, oyuna giren Celil Yüksel’le artan merkez direnci Samsunspor’un 60’tan sonra tempoyu daha rahat kontrol etmesine imkân tanıdı. Nitekim 64’te Holse’nin 2. golüyle skor anlamında da rahatlayan Samsunspor, Kayserispor’un da direncinin yıkılmasıyla birlikte haftaiçini düşünen bir anlayışla rölantiyi sağladı ve Van Drongelen’in golü maçın piyangosu oldu. Onugkha 83’te 3-1’e getirdiyse de, son dakikalarda ceza sahası içinde denemelerde bulunamayan Kayserispor’un oyuna etki edememesiyle birlikte maç bu skorla tamamlandı.
Şimdi Samsunspor adına sırada bir Dinamo Kiev sınavı söz konusu… Bu maç öncesinde yıpratıcı bir oyunla karşılaşmamak Thomas Reis’in şansı oldu. Samsunspor’un oluşturduğu standart, rakiplerin planlarına göre yapılabilecek ufak bir esnetmeyle ligde çok rahat üst sıralarda kendine yer bulabilecek bir yapı hâline geldi. Samsunspor’un ana hedefi, rotasyonunu olabildiğince esnek ve rahat kullanarak bu yıl bulunduğu tüm kulvarlara mücadelesini taşımak. Haftaiçi oynanacak maçta Samsunspor’a başarılar diliyorum.
Haberi Yorumla