Sivasspor, 1. Lig’de 20 Mayıs 2017’den beri çıktığı ilk maçta Erzurumspor’a 2-0 mağlup oldu. Puan veya puanlarla başlamak ümidiyle gidilen deplasmanda, kadrodaki eksiklikler, plan ve organizasyon yetersizlikleri maçın anahtar kelimeleri oldular.Kadro tercihiyle başlamak gerekiyor. Maçtan 1 saat önce bildirilen kadro, sahaya çıkan kadroya göre nispeten daha oturaklı bir kadroydu, ancak Bekir Turaç Böke’nin sakatlanması sonucunda ilk kopuş noktası yaşandı. Bekir Turaç sahada olmuş olsaydı, Sivasspor’un sahaya çıkan kadrosundaki roller bir nebze daha net olabilirdi. En basitinden, yerine giren Simic’in ve tüm hücum hattının üçüncü bölgede topu tutmak konusundaki zaafiyeti bir nebze giderilebilirdi. Tabii ki sahaya çıkan kadronun tek sorunu Bekir Turaç’ın sahada olmaması değildi. Ön dörtlüdeki hiçbir oyuncu kendi mevkisinde oynayan isimler değillerdi ve özellikle iskeleti oluşturan isimlerde yapılan tercihler hayli yetersizdi. Aslen defansif karakterli bir merkez orta saha olan Kamil Fidan’ın on numarada, aslen bağlantı oyununda verimli olan hücum yönlü bir merkez orta saha olan Ahmet Çakmak’ın ise sağ kanatta tercih edildiği bir kadro söz konusuydu. Bu iki isme özellikle parantez açmak gerekiyor, zira kariyerlerinde ilk defa bu seviyede oynayan iki oyuncuyu alışılmış mevkilerinde oynatmamak oyuncularla ilgili ilk izlenimin de doğru oluşmamasına sebebiyet verdi. Osman Zeki Korkmaz’ın aslında kafasında olan şeyin hücuma hareketlilik kazandırmak ve topu önde kazanmak olduğunu görebiliyorum, ancak bunu yaparken skor getirecek veya topu ön alanda tutabilecek bir isim olmadığı için oyun yetersiz kaldı.
Nitekim ilk yarıda Erzurumspor alan da tanımasına rağmen tempoyu istediği seviyeye çekemeyen bir Sivasspor vardı. Topun kontrolünün Erzurumspor’da olduğu ilk yarıda pozisyon anlamında da hayli bir kısır bir maç izledik. Sivasspor’un planı, oyunu sol taraftan bağlamaktı ancak Uğur Çiftçi ve Kimpioka birbirlerinin alanlarını negatif anlamda işgal ettiler. Kimpioka’nın topla ilişkisinin yetersizliği de bu planın işlerliğini bir hayli kısıtladı. Öte yandan merkezdeki Charisis ve Moutoussamy ikilisinden, Charisis’in topu kazanan, Moutoussamy’nin ise bağlantıyı sağlayan oyuncu olması planlanmış ancak Moutoussamy’nin kötü bir maç çıkarması da bu planın geçerliliğini kaybettirmiş gibi gözüküyordu. İkinci yarıya da oyun planında bir değişiklik olmadan girildi. Ve ikinci yarının başlamasından 10 dakika geçmişken, Okan ve Simic’in anlaşmazlığından gelen pozisyonda Benhur skoru 1-0’a getirdi. Bu golle ilgili iki eleştirim var. Bunlardan ilki geçiş kurgusunun bu denli savruk ve dağınık görüntüsü, ikincisi ise hesapta topun üçüncü bölgede ulaştığı isim olması gerekirken, Simic’in o kadar derinde olması. Belli ki hocanın kafasındaki oyun prese dayalı bir oyun. Bunun emarelerini maç içerisinde sık sık gördük. Hal böyleyken de, insan bu oyunda merkezi yeri olan geçiş kurgusunun bu denli planlanamamış olmasının ardındaki nedeni arıyor. 1-0’dan sonra da hoca oyuna müdahale etmekte gecikti. Sivasspor’un acilen sahaya pivot karakterli bir santrafor atması – ki Badji en azından bunu yapabilecek bir oyuncu – gerekiyordu. Ancak bunu yapmakta çok gecikildi. 66. dakikada, bu kez hızlı hücumda topla buluşan Benhur Keser, savunmanın yine dengesiz yakalandığı bir pozisyonda, yine Okan Erdoğan’ın içinde olduğu bir pozisyonda skoru 2-0’a getirdi. Her iki golde de savunma dengesizlikleri, biri preste, biri hızlı hücumda yenilen iki gol… Buradan önemli notlar çıkması gerekiyor, zira bir takım hem geçişte dönüp gol yiyorsa, hem de kendi birinci bölgesine gelen hızlı hücumda gol yiyorsa bir organizasyon sorunu vardır. Golden sonra gelen değişiklikler de skoru değiştiremedi ve maç 2-0’lık skorla tamamlandı. Sivasspor 1. Lig’deki ilk maçında sezona kötü başlamış oldu.
Öncelikle hocayı kadro tercihleri, kafasındaki oyun planının sahaya çıkan 11’e uyumluluğu ve oyuna müdahale konusunda net biçimde eleştirmek gerekiyor. Bu kendi kafamda düşündüğümde de, beklediğim bir maç senaryosu değildi. Kamil Fidan’ın mevkisinde Kerem Atakan gibi box-to-box bir merkez orta saha, Ahmet Çakmak gibi o mevkide oynayan isimler varken, sahada topu ön alanda tutabilecek isim eksikliği söz konusuyken Badji veya Pritchard’ı 70 dakika kenarda tutmak yanlış tercihlerdi. Tabii Badji veya Pritchard’ın kalıcı çözüm olduğunu söylemiyorum. Takıma ana planda yer alabilecek bir kenar oyuncusu ve on numara oyuncusunun gerekliliği halen mevcut. Çok geçmeden bu takviyelerin yapılması gerekiyor.Hemen kestirip atmak ve psikolojiyi bu yönlü değiştirmek doğru değil. Dersler çıkartılırsa ve takviye yapılırsa, istenilen oyun da oynanır ancak lige tümüyle hazır olunarak girilmesi daha doğru bir iş olurdu. Bireysel performanslarda, Charisis dışında iyi performans verdiğini söyleyebileceğimiz, sivrilen bir isim yok. Ancak Kimpioka, Simic, Okan Erdoğan ve Ahmet Çakmak oyun tercihine bağlı olarak da olsa, yetersiz görüntü verdiler. Moutoussamy’nin performansı bu isimler kadar direkt işi değiştirecek net hatalar sonucunda olmasa bile, Charisis’le birlikte ikisinin sorumluluğu farklı… Takımı alıp götürecek, oyunun işlevini tamamlayacak isimler bunlar. Fazlası gerekiyor diyebilirim. Kamil ve Ahmet’le ilgili olarak peşin hükümler koymak ve yetersiz olduklarıyla ilgili bir düşünce geliştirmek şu aşamada doğru olmaz. Ama hocanın da bu isimleri bir bilinmezle sahaya sürmesi yanlış oldu. Geçmiş olsun diyorum, başarılar diliyorum.
Haberi Yorumla