“Sivasspor yarışta kalmanın anahtarını aldı ve çevirdi ancak…”

Sivasspor, ligin son 5 haftasına girerken ligde kalmak adına kalan her maçtan en azından puan çıkarmak zorunda olarak giriyordu. Galatasaray ve Samsunspor deplasmanlarını hem kalite, hem de hedef farklılığının doğurduğu bir atmosferin içinde yaşanacak olması bakımından ayırmakla beraber, kalan maçlarda oynayacağı üç Akdeniz ekibinin tamamından direkt olarak 3 puanı çıkarmak zorundaydı. Bu sürecin ilk halkası gerçekleşti ve Sivasspor Antalyaspor 2-0 mağlup ederek puanını 34’e çıkardı. Geçtiğimiz hafta oynanan Kasımpaşa maçında eksik olan Murat Paluli, Charis Charisis ve Uros Radakovic’in dönmesi, Fode Koita’nın da yavaş yavaş sakatlıktan çıkmasıyla birlikte Sivasspor bu maça tam kadro gelebilme fırsatı edinmişti. 4-2-3-1 formatında sahaya yerleşen Sivasspor’da Rıza Çalımbay geçtiğimiz hafta net biçimde eleştirdiğim Samba Camara tercihini bozmazken, bu tercih dışında sezon başından beri alışılageldik savunma dörtlüsü yine sahadaydı. Moutoussamy’nin yanına Charisis’in de dahil olmasıyla birlikte, geçtiğimiz hafta merkezde yaşanan çökmenin bir nebze düzeleceğini zaten bekliyordum, ancak bu ikilinin Sivasspor adına ne denli önemli olduğunu gözler önüne seren bir maç izledik. Antalyaspor bloklar arası bağlantısını yakın tutan, hücumu Kaluzinski ile başlatan ve omurgasının sisteminin işleyişi için hayli önem sahibi olduğu bir takım ve bu tip takımlara karşı merkez üstünlüğün kaybetmek demek rakibine oyunu oynayacak alanı ve tempoyu kontrol etme üstünlüğünü de vermek demek oluyor. Sivasspor’un ise ihtiyacı olan oyun, temponun kontrolünün dışında yükselmediği, rakibini karşılarken dikine genişlemek zorunda kalınmayan bir oyun… Bu oyunun kilidi de Moutoussamy-Charisis ikilisinden geçiyor ki; her iki isim de bu maç özelinde iyi bir iş çıkardılar. Maçtan önce, hattını önde kuran bir rakiple karşı karşıya olunmasından mütevellit daha önceki maçlarda sıklıkla gördüğümüz merkez karakterli kenar oyuncusu kullanımı üzerinden genişliği bekleriyle kazanan anlayışını değişeceğini düşünüyordum ama yine her iki kenar oyuncusu da Manaj’ın etrafında kümelenen bir görüntü verdi. Antalyaspor maçı özelinde iyi sonuç vermiş olsa da, Sivasspor’un Samsunspor ve Galatasaray maçları başta olmak üzere kenarlarını genişletmeye ihtiyacı var. Bunun da ilacının Fode Koita olduğunu düşünüyorum. Rıza Çalımbay’ın Manaj’la sağlayamadığı pivot santrafor profilini Bekir Turaç’tan almak maksadıyla üçüncü bölge başlangıcında bu tip bir kümelenme tercih ettiğinin ben de farkındayım ama özellikle hamle özellikleri iyi stoperleri olan, hattı önde kuran rakipler karşısında alan kat etmenin birinci kuralı rakibinin bloğunu üzerine çekerek arkadaki boşluklara hareketlenen kenar profilleri sağlayabilmek. Ki Bekir Turaç’ın da, Adana Demirspor, Rizespor ve Fenerbahçe maçlarında bu anlamda fena iş çıkarmadığını düşünenlerdenim. Dolayısıyla, Koita’yı 90 dakikayı çıkarabilecek bir noktaya getirip, maç içerisinde Simic, Rodrigues gibi hamlelerle birlikte Koita’nın da merkeze dönebildiği bir sirkülasyon ve esneklik sağlanabilir. Efkan Bekiroğlu’nun bireysel performansını da geçmemek gerekiyor, zira hem topu üçüncü bölgeye taşımak noktasındaki kilit rolü, hem de yaptığı asistle günün en iyi isimlerinden oldu. Koita’nın fizikselliği üzerinden kenarda sağlanabilecek planın, Efkan’ın bu noktada yapacağı bindirmelerle birlikte bir skora dönüşebileceğini ve Efkan’ın da kilit bir skor rolü edinebileceğini de düşündüğümü söyleyebilirim. Bunlar dışında 1. golü atan Radakovic, oyun bir bölümünde Garry Rodrigues gibi oyuncular da iyi işler çıkardılar. Sivasspor yarışta kalmanın anahtarını aldı ve çevirdi ancak içeride kalabilmek adına en azından 8 puanın gerektiğini düşünüyorum. 8 puan bile ne derece yeterli olur bilmemekle beraber, kalan maçlardan ikisinin direkt kümede kalma yarışındaki rakipler olması da önemli bir şans… Kendi kaderini biraz kendisi çizecek olmak önemli bir kazanım… Oyun veya planla ilgili eksiklikler olsa da, bu eksiklikler uzun vadeli çözümler gerektiyor ve günü kurtaracak planı kurmak da ligi iyi bilen teknik adamların işi… Sadece bunu isteyen, işleyen bir Rıza Çalımbay olursa, en azından dürüst bir mücadele izleriz. Başarılar diliyorum.