Sivasspor’un ilk 4 haftadaki sezon açılışının ardından en önemli kazanımı, Appindangoye’nin de kadroya dahil olmasıyla daha belirginleşen güçlü bir savunma kurgusu edinmesi olmuştu. 3 mağlubiyet ve 1 beraberlikle geçilen ilk 4 maçın tamamında kalesinde gol gören Sivasspor, bu 4 maçın ardından çıktığı 6 maçta kalesinde gol görmemeyi başardı. Bu kazanımla birlikte, Sivasspor ligin en az gol yiyen 2. takımı (bu sırayı Bodrum FK, Pendikspor ve Çorum FK ile paylaşıyor) olmayı başardı. Öte yandan Ali Şaşal Vural da 6 maçla, 1. Lig’in en çok kalesini gole kapatan kalecisi oldu.
Ancak bu önemli kazanım –zira 1. Lig’de gol yemeyen ve alanı daraltabilen bir takım olmak önemli bir unsur– yerini o 6 maçın dördünde sonuca gidemeyen bir takım yarattı. Bu 6 maçın dördünde 0-0’lık skorla sahadan ayrılan Sivasspor, pozisyon üretiminde ve ceza sahasında topla buluşma konusunda da problem yaşadı. Keçiörengücü maçı da aslında bunun benzeri bir prototipte yaşandı. Keçiörengücü, Sedat Ağçay yönetiminde; merkezi ve ön hattı yaş ortalaması da göz önünde bulundurulduğunda, geçtiğimiz yıllardaki dinamizmi ve akışkanlığından yoksun bir takım. Öte yandan, ligde pas üretimi ve topla oynama noktasında ön plana çıkan takımlardan birisi olarak da öne çıktıklarını söylemek güç. Elbette ev sahibi olmalarının avantajını tamamıyla göz ardı edemeyiz, ancak Sivasspor’un kadro kalitesiyle kıyaslandığında da bariz bir fark oluşturacak, hatta görece Sivasspor’un önüne koyulabilecek bir kaliteye sahip olduklarını da düşünmüyorum. Ancak Sivasspor’un Keçiörengücü maçında ortaya koyduğu tablo, merkezindeki Charisis-Cihat ikilisinin ve arka alanda oyunu ihtiyaç duyduğu biçimde daraltmaya elverişli savunma hattının başarısını hücumuna yansıtmayı başaramadığının bir göstergesi… Maçın bütününde pozisyon üretmek, topun kontrolünü eline almak ve alanı kontrol etmek noktasında maçın hâkimi olan taraf ev sahibi ekipti. Sivasspor’un Keçiörengücü karşısında üstün olduğunu söyleyebileceğimiz tek unsur, Charisis ve Cihat Çelik’in mahir oldukları yön olarak da belirtebileceğimiz kaybedilen topların geri kazanımı olabilir. Ancak bu da üçüncü bölge aksiyonuna yansıyan bir şey olarak kayda geçmedi.
Futbol, en basite indirgendiğinde topu kaleye sokanın kazandığı bir oyun… Sivasspor futbolun en temel melekesini yetirmek konusunda hantallaşan bir çıkmaz içerisinde… Bunda bireysel performansları, transferde yapılan oyuncu tercihlerini de suçlayabiliriz; Osman Zeki Korkmaz’ın kurduğu ön hattın işlerliğini de sorumlu tutabiliriz. Ama çıkan basit ve net sonuç; kanat oyuncuları, on numaralar ve santraforlar dahil edildiğinde 11 oyunculuk bir hücumcu havuzuna sahip olan Sivasspor’da, hücum liderliğini bir kenara bırakalım, takıma skor etkisi edecek bir oyuncu bulmakta dahi zorlanıldığını görüyoruz. Hele ki bugün Sivasspor’un hücumunu alsın götürsün diye beklenti içerisine girdiğimiz Bekir Turaç Böke’nin performansı bir içler acısı… Ne topu ön alanda tutabiliyor, ne on numarasıyla bağlantı kurup delici koşu atabiliyor –ki bunu yapması en büyük beklentimdi– ne de oyunu değiştirecek hamleyi yapabiliyor. 10. haftadan, bu hücum hattının istenilen başarıyı elde edemeyeceğine dair fikirlerin oluştuğu bir noktadayız. Osman hocanın tercihlerinin de eleştirilecek yönleri var elbette. Bir şey elde edemeyeceği ayan beyan belli olan bu dörtlüye, 59’da yaptığı Aly Malle hamlesi dışında, Bekir Turaç’a, Ethemi’ye 80’den sonra müdahale etmesi bence yanlış tercihlerdi. Giren oyuncular işi çok değiştirmediler elbette, burada eleştiri okları Sivasspor’un transfer aklına gider, ancak oyuna müdahalede tembel davranan bir hoca olduğu gerçeğini de dışarıda bırakamayız.
Hoca sabır isteyen bir teknik adam olduğu için eleştirilerimde aceleci davranmamayı tercih ediyordum, ancak ilk yarının sonuna kadar Sivasspor’un önünde Erokspor, Çorum FK, Iğdır FK ve Bandırmaspor gibi maçlar olması, play-off hattında ilk yarıyı tamamlama hayalini zorlaştıran bir periyot… Hoca buradan alnının akıyla çıkarsa istenilen başarı gelir, ancak bu haftalarda oluşabilecek bir başarısızlık bizlere Osman hoca üzerinde verilecek kararda “geç kalınmışlık” hissi bırakabilir.

Haberi Yorumla